Almancada “Es gibt (Var olmak)” Kullanımı
“Es gibt” kalıbı, Almanca’da bir şeyin, birinin veya bir durumun var olduğunu ifade etmek için kullanılan bir yapıdır. Türkçe’de “var”, “mevcut” veya “bulunmak” gibi anlamlara gelir. Bu kalıp, genel olarak bir şeyin varlığını ifade etmek için kullanılır ve cümlenin başında yer alır. Örneğin, “Es gibt” ifadesinden sonra gelen isim veya zamir, var olan şeyi belirtir. Bu kalıp, Almanca’da yaygın bir şekilde kullanılan ve anlam açısından oldukça kullanışlı bir yapıdır.“Es gibt” kalıbı genellikle şu şekilde kullanılır:
- Genel Anlamda Varlığı Belirtmek:
- Es gibt viele Bücher in der Bibliothek.
(Kütüphanede birçok kitap var.) - In dieser Stadt gibt es viele Sehenswürdigkeiten.
(Bu şehirde birçok turistik yer var.)
- Es gibt viele Bücher in der Bibliothek.
- Miktarı Belirtmek:
- Es gibt viel Arbeit zu erledigen.
(Yapılacak çok iş var.) - Es gibt wenig Zeit.
(Az zaman var.)
- Es gibt viel Arbeit zu erledigen.
- Yer Belirtmek:
- Im Stadtzentrum gibt es viele Geschäfte.
(Şehir merkezinde birçok dükkan var.) - Auf dem Markt gibt es frisches Gemüse.
(Pazarda taze sebze var.)
- Im Stadtzentrum gibt es viele Geschäfte.
- İnsanları veya Hayvanları Belirtmek:
- Es gibt viele nette Leute hier.
(Burada birçok nazik insan var.) - In diesem Wald gibt es viele Tiere.
(Bu ormanda birçok hayvan var.)
- Es gibt viele nette Leute hier.
- Olayları Belirtmek:
- Es gibt eine Party am Samstag.
(Cumartesi günü bir parti var.) - Es gibt ein Fußballspiel heute Abend.
(Bu akşam bir futbol maçı var.)
- Es gibt eine Party am Samstag.
“geben” Fiilinin Kip (Zaman) ve Şahıs (Person) Çekimleri:
Şimdiki Zaman (Präsens):
- Ich gebe. (Ben veririm.)
- Du gibst. (Sen verirsin.)
- Er/Sie/Es gibt. (O verir.)
- Wir geben. (Biz veririz.)
- Ihr gebt. (Siz verirsiniz.)
- Sie geben. (Onlar verirler.)
Geçmiş Zaman (Präteritum):
- Ich gab. (Ben verdim.)
- Du gabst. (Sen verdin.)
- Er/Sie/Es gab. (O verdi.)
- Wir gaben. (Biz verdik.)
- Ihr gabt. (Siz verdiniz.)
- Sie gaben. (Onlar verdiler.)
Gelecek Zaman (Futur I):
- Ich werde geben. (Ben vereceğim.)
- Du wirst geben. (Sen vereceksin.)
- Er/Sie/Es wird geben. (O verecek.)
- Wir werden geben. (Biz vereceğiz.)
- Ihr werdet geben. (Siz vereceksiniz.)
- Sie werden geben. (Onlar verecekler.)
işte “geben” fiili ile ilgili örnek Almanca cümleler:
- Ich gebe dir mein Buch.
(Sana kitabımı veriyorum.)
- Gib mir bitte Bescheid, wenn du kommst.
(Lütfen geldiğinde bana haber ver.)
- Er gibt immer sein Bestes.
(O her zaman en iyisini verir.)
- Kannst du mir etwas Zeit geben?
(Bana biraz zaman verebilir misin?)
- Wir geben heute Abend eine Party.
(Bu akşam bir parti düzenliyoruz.)
- Gib mir die Hand!
(Bana elini ver!)
- Sie gibt den Kindern Süßigkeiten.
(Çocuklara şeker veriyor.)
- Ich gebe zu, ich habe einen Fehler gemacht.
(İtiraf ediyorum, bir hata yaptım.)
- Die Lehrerin gibt den Schülern Hausaufgaben auf.
(Öğretmen öğrencilere ödev veriyor.)
- Gib nicht auf! Du schaffst das.
(Pes etme! Başarabilirsin.)
- Meine Eltern geben mir Ratschläge.
(Ebeveynlerim bana öğüt veriyor.)
- Kannst du mir eine Empfehlung geben?
(Bana bir öneride bulunabilir misin?)
- Die Blumen geben dem Raum Farbe.
(Çiçekler odaya renk veriyor.)
İşte “es gibt” fiili ile ilgili 20 örnek Almanca cümle:
Es gibt viele Menschen in der Stadt.
- (Şehirde birçok insan var.)
In diesem Restaurant gibt es leckeres Essen.
- (Bu restoranda lezzetli yemekler var.)
Es gibt heute viel zu tun.
- (Bugün yapılacak çok şey var.)
Gibt es hier einen Supermarkt?
- (Burada bir süpermarket var mı?)
Es gibt keine einfache Lösung für das Problem.
- (Sorunun basit bir çözümü yok.)
Gibt es in deiner Familie Haustiere?
- (Ailenizde evcil hayvanlar var mı?)
Es gibt viele Bücher in der Bibliothek.
- (Kütüphanede birçok kitap var.)
Gibt es heute Abend etwas Interessantes im Fernsehen?
- (Bu akşam televizyonda ilginç bir şey var mı?)
Es gibt keine Ausreden.
- (Bahanelere yer yok.)
Gibt es hier in der Nähe einen Park?
- (Burada yakında bir park var mı?)
Es gibt verschiedene Möglichkeiten, dieses Problem zu lösen.
- (Bu sorunu çözmek için çeşitli yöntemler var.)
Gibt es in der Umgebung gute Restaurants?
- (Çevrede iyi restoranlar var mı?)
Es gibt keinen Grund zur Sorge.
- (Endişe etmek için hiçbir neden yok.)
Gibt es heute eine Veranstaltung in der Stadt?
- (Bugün şehirde bir etkinlik var mı?)
Es gibt viele Touristen in der Altstadt.
- (Eski şehirde birçok turist var.)
Gibt es hier einen Parkplatz in der Nähe?
- (Burada yakında bir otopark var mı?)
Es gibt heute Sonderangebote im Supermarkt.
- (Bugün süpermarkette özel teklifler var.)
Gibt es im Hotel WLAN?
- (Otelde kablosuz internet var mı?)
Es gibt im Sommer viele Festivals.
- (Yazın birçok festival var.)
Gibt es in dieser Gegend gute Schulen?
- (Bu bölgede iyi okullar var mı?)